Karayılan
PKK'nin ne aldığını söylüyor. Apo piçine özgürlüğün sözü alınmış. Açıklamanın
tam metni: Terör örgütü KCK'nın Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan,
Kandil'de düzenlediği basın toplantısında, PKK'nın sınır dışına çıkma tarihini
açıkladı. Karayılan, "8 Mayıs'ta kademeli olarak çekilme başlayacak.
Çekilme, Irak Kürdistan bölgesine olacak." dedi. Karayılan çekilme
sürecinde operasyonların olmasının halinde karşılık vereceklerini açıkladı. En
çok merak edilen konulardan biri PKK'nın nereye çekileceğiydi. PKK'nın Kuzey
Irak bölgesine çekileceğini açıklayan Karayılan Kuzey Irak yönetiminden destek
istedi. Çözüm sürecine girilmesinden itibaren Türkiye'nin ve dünya kamuoyunun
günlerdir beklediği PKK'nın çekilme kararı resmen ilan edildi. PKK lideri Abdullah
Öcalan'ın 21 Mart Nevruz'da silahlı mücadelenin bittiğini açıklamasından sonra
beklenen karar bugün açıklandı. Yüzlerce gazeteci Murat Karayılan'ın
açıklamalarını canlı takip etmek için alana akın etti. Murat Karayılan
gazetecilerin yoğun ilgisinden konuşma yapacağı alana zor yürüdü. Konuşma
yaptığı masadaki mikrofonlar dikkat çekti. Devletin resmi ajansı Anadolu
Ajansı'nın bile katıldığı dikkat çekti. Murat Karayılan beklenen açıklamayı
Kandil’de yaptı. Çok sayıda uluslar arası ve yerli medyanın izlediği açıklamaya
Murat Karayılan, KCK'lı Hacer Zagros ve KCK Yürütme Konseyi Üyesi Zeki Şengali
katıldı. Gerillanın 8 Mayıs'ta geri çekilmeye başlayacağını açıklayan Karayılan
saldırıların olması durumunda geri çekilmeyi durduracaklarını söyledi.
Karayılan, özellikle sürecin aşamalarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Reuters, AFP, BBC, El Cezire gibi Uluslararası bir çok yayın kuruluşunun yanı
sıra Türkiye’den çok sayıda basın-yayın kuruluşunun ve medyada tanınan çok
sayıda gazetecinin de Kandil'e gelerek izlediği KCK açıklamasında ayrıca
önümüzdeki süreçte Kuzey Kürdistan’da, Türkiye’de, Avrupa’da ve Hewler’de dört
farklı konferansı yapılacağı da belirtildi. Açıklamayı okuyan KCK Yürütme
Konseyi Başkanı Murat Karayılan, "Bugün burada sizlerle Türkiye ve
Kürdistan'daki gelişmelere ilişkin, sürece yön verecek tarihi kararımızı
paylaşmak üzere toplanmış bulunmaktayız" diyerek sözlerine başladı.
"Yakından izlemekte olduğunuz gibi, Türk devleti ile Kürt Halk Önderi
Başkan Apo arasında bir süredir devam etmekte olan görüşmeler ve müzakereler
önemli bir düzeye ulaşmış bulunmaktadır", denilen açıklamada,
"Önderliğimiz 21 Mart 2013 günü, Amed Newrozu’nda, Kürt ve Türk halkları
başta olmak üzere tüm Türkiyeli halklara ve kamuoyuna hitaben hazırladığı manifesto
niteliğindeki deklarasyonla yeni süreci başlatmış oldu", ifadelerine yer
verildi. Öcalan’ın 21 mart 2013 Diyarbakır'da sunduğu deklarasyon için
"stratejik bir değer taşıyan tarihi deklarasyon" denilen açıklama,
şöyle devam etti: "Yeni bir Türkiye, yeni bir Ortadoğu ve yeni bir
geleceği birlikte inşa etmeye ve tüm ezilen halkları, sınıf ve kültür
temsilcilerini, en eski sömürge ile ezilen sınıf olan kadınları, ezilen
mezhepleri, tarikatları ve diğer kültürel varlık sahiplerini, işçi sınıfının
temsilcilerini ve sistemden dışlanan, yok sayılan herkesi, çıkışın yeni
seçeneği olan demokratik modernite sisteminde yer tutmaya, zihniyet ve formunu
kazanmaya çağırmaktadır.” Açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Silahların
yerine demokratik siyaset zamanına geçişin kapısını aralayan bu yeni sürecin
hiç kuşkusuz Önderliğimizin İmralı esaret koşullarındaki eşsiz çabası ve
halkımızın büyük bir fedakarlıkla yürüterek uğruna büyük bedeller ödediği kırk
yıllık mücadelemizin ortaya çıkardığı muazzam sonuçlar üzerinden geliştiği bir
gerçektir." Karayılan, “Gelinen noktada sömürgeci egemen zihniyetin Kürt
halkını ne çokça denenen baskı, sürgün ve katliamlarla, ne de asimilasyonla yok
etmesinin mümkün olmadığı açığa çıkmış ve artık bunun önü alınmıştır; çetin bir
mücadeleyle Kürdistan halkı ve her Kürt bireyi kimlik ve kişilik
kazanmıştır" diye ekledi. KÜRTLERE ÖZGÜR YAŞAM HAKKI TESLİM EDİLMELİ KCK
açıklamasında, 21. yüzyılın bu aşamasında, Kürt halkına da, demokratik ve özgür
bir halk olarak yaşama hakkının teslim edilmesi gereğinin açık olduğu
belirtilerek, Kürtlerin özgürlük mücadelesinde geldiği düzey şu şekilde ifade
edildi: “Bugün halkımız, Rojava Kürdistan’da fiili olarak özgürlüğüne kavuştuğu
bir devrimin ve Güney Kürdistan’da federal bir statünün sahibidir. Yine Kuzey
Kürdistan'da geliştirilen ulusal ve uluslararası düzeydeki tüm imha ve tasfiye
konseptlerine rağmen, halkımızın durdurulamayan ve yükselen özgürlük mücadelesi
önemli kazanımlar ortaya çıkarmıştır. Bölgemiz Ortadoğu’da tarihi önemde
gelişmelerin yaşandığı bu aşamada, Türkiye’de Kürt halkının yüz yıl öncesine
dayanan inkar ve ret politikaları altında kimliksiz ve statüsüz yaşamayı kabul
etmesi mümkün değildir. Bu anlamda Önderliğimizle devlet arasında sürmekte olan
görüşme ve müzakerelerin son derece önemli olduğu açıktır.” Öcalan ile devlet
arasında bir süredir devam eden görüşmeler ve yaşanan gelişmeler ise açıklamada
şu şekilde değerlendirildi: “Önderliğimiz, devletle yaptığı görüşme ve müzakere
sonuçlarını BDP heyetleri aracılığıyla bizlerle paylaştığı gibi, ilk etapta
yazdığı iki ayrı mektupla ulaşılan sonuçları ve düşüncelerini hareketimizin
yönetimine aktarmıştır. KCK yönetimi ve bütün bileşenleri gereken
değerlendirmeleri yaparak, cevaplar yazmış ve hareketimiz görüş ile önerilerini
Önderliğimize sunmuştur. Bütün bu görüş alışverişi, somut gelişmeler ardından
yaşanan somutlaşma ve ulaşılan sonuçlar temelinde, Önder APO tarihi bir
kararlaşma ile 14 Nisan tarihli üçüncü mektubunda gerilla güçlerimizin geri
çekilmesi için bizlere çağrıda bulunmuştur. Hareketimizin yönetimi, bu çağrıyı
esas alması gereken bir perspektif ve talimat olarak ele almış ve üzerine düşen
sorumlulukların gereğini yerine getirmek için bir kararlaşma düzeyine
ulaşmıştır.” PKK’dan çekilme için 6 şart UYULMASI GEREKEN HUSUSLAR
"Hareketimiz, Kürt Halk Önderliği'nin devlet heyetiyle yürüttüğü
müzakerelerde varılan sonuçlar temelinde 23 Mart tarihinden itibaren sürdürdüğü
ateşkes pozisyonunu korumakla birlikte, gerilla güçlerimizin Türkiye sınırları
dışına çekilme çağrısının gereklerini tam bir kararlılık ve irade birliği
içinde tereddütsüz sahiplenerek yerine getirecektir", denilen açıklamada,
"Kürt sorununun çözümü ile Türkiye’nin demokratikleşmesini sağlayacak ve
Ortadoğu barışına giden yolu açacak olan bu tarihi adımın amacına uygun olarak
başarıyla tamamlanması, barış, kardeşlik, demokrasi ve özgürlük isteyen
herkesin, hepimizin temel hedefi", olduğu belirlemelerine yer verildi.
Sürecin kesintiye uğramaması için temel olan bazı hususlar açıklamada 6 madde
halinde formüle edildi. 1- Gerilla güçlerimiz hiçbir çatışmaya mahal vermeyecek
şekilde, kendi inisiyatifiyle, öteden beri kullandığı güzergâhları kullanarak,
bir örgütlülük ve disiplin içinde geri çekilme işlemini pratikleştirecektir. 2-
Devam eden hazırlıklar temelinde geri çekilme, 8 Mayıs 2013 tarihinde
başlayacaktır. Geri çekilme, kademeli gruplar halinde planlanmış olup,
gerillanın hareket tarzı, gizliliği ve disiplini temelinde mümkün olan en kısa
sürede tamamlanması hedeflenecektir. 3- Geri çekilmede güçlerimizin gelip
üsleneceği yer Güney Kürdistan (Irak Kürdistanı)'dır. Güney Kürdistan’a
çekilecek olan gerilla güçlerinin resmi varlığına gereken anlayışı
göstermelerini, başta Federe Kürdistan Hükümeti olmak üzere ilgili güçlerden
beklemekteyiz. 4- Geri çekilme esnasında Türk ordu güçlerinin de aynı
duyarlılık ve ciddiyetle hareket etmesi bir zorunluluktur. Geri çekilen gerilla
güçlerimize yönelik herhangi bir saldırı, operasyon, bombardıman olması halinde
geri çekilme derhal durdurulacak ve meşru savunma temelinde güçlerimiz
misilleme hakkını kullanacaklardır. 5- Gerilla güçleri çekilirken, Türk devlet
güçlerinin de buna paralel olarak, Kürdistan’da herhangi bir askeri aktivite ve
çatışmaya neden olabilecek tahriklerde bulunmaması ve fırsatçı yaklaşımlara yer
vermemesi gerekmektedir. Bununla birlikte, geri çekilme sürecinin sağlıklı ve
başarılı olabilmesi için, daha önce Önderliğimize mektuplarla ifade ettiğimiz
ve devletin de bilgisi dahilinde olan hususlara dikkat edilmesi önemli
olacaktır. 6- Bağımsız heyetlerce sürecin izlenmesi, her iki taraftan da engel
olabilecek hatalı yanları tespit etmesi, sürecin sağlıklı gelişmesine imkan
sunacaktır. SÜREÇ ÜÇ AŞAMADAN OLUŞACAK KCK açıklamasında Demokratik çözüm
süreci olarak ifade edilen sürecin üç aşamadan oluştuğu belirtildi:
"Uygulanmakta olan ateşkes ve gerilla güçlerimizin başarılı bir biçimde
geri çekilmesiyle birlikte birinci aşama sona erecek ve ikinci aşama başlamış
olacaktır." İkinci aşama, sorunun kalıcı çözümü için, daha çok devletin ve
hükümetin yükümlülüklerini yerine getireceği aşama olarak belirtildi. Bu
süreçte atılacak bazı adımlarsa şu şekilde formüle edildi: "Anayasal çözüm
çerçevesinde yapılacak reformlarla Türkiye'nin gerçek anlamda
demokratikleştirilmesi ve Kürt sorununun çözüme kavuşturulmasının koşulları
doğmuş olacaktır. Koruculuk, özel tim, vb. tüm özel savaş yapılarının devre
dışı edilmesi ve demokratik sivil toplum zihniyetine uygun bir ortamın
oluşturulması gereklidir." Yeni ve demokratik bir anayasanın bu sürecin
gelişmesindeki öneminin altının çizildiği açıklamada, şu tespitlere yer
verildi: "Özellikle Türkiye’nin demokratikleşmesini sağlayacak, Kürt
halkının inkarını sona erdirecek, varlığını ve özgürlüğünü kabul edecek, tüm
kimliklerin, inançların ve mezheplerin hak ve özgürlüklerini garanti altına
alacak, eşitliğini sağlayacak olan yeni demokratik bir anayasanın yapılması
hayatidir." Normalleşme süreci olarak altı çizilen üçüncü aşama ise şöyle
formüle edildi: "Bu görevin gerçekleşmesiyle birlikte, üçüncü aşama olan
'normalleşme süreci' başlamış olacaktır. Normalleşme süreci, barışın
kalıcılaşması, toplumsal uzlaşma, eşitlik ve özgürlükler sürecidir. Önder Apo
dahil herkesin özgürleşeceği bu sürecin pratikleşmesi paralelinde silahın
tümden devre dışı kılınması ve gerillanın silahsızlanması gündeme girecektir”
YENİ BİR DÖNEMİN BAŞLAMASIDIR Çatışmaların sona erdirilmesi, sorunların silahla
değil siyaset ve diyalogla çözümden yana olduklarını söyleyen Karayılan şunları
söyledi: “Özgürlük Hareketi olarak, Önder Apo'nun Newroz çağrısıyla
başlattığımız bu süreç, sadece Türkiye'deki Kürt sorununun çözümü değil, tüm
parçalarda Kürt sorununun çözümü ve Ortadoğu'daki çatışma sürecinin sona
erdirilerek, bütün sorunların silahla değil, siyaset ve diyalogla çözümüne yol
açabilecek yeni bir dönemin başlatılmasıdır. Gelinen aşamada bölge halkları
çatışmalardan yorgun düşmüş, eşitlik ve kardeşlik temelinde sorunların çözümü
bir aciliyet haline gelmiş bulunmaktadır. Ortadoğu ve Orta Asya halkları,
çatışmalara son verecek barışçıl yeni bir sürece ekmek ve su kadar ihtiyaç
hissetmektedir.” "Geliştirdiğimiz bu süreç, Kürt sorununun çözümü
temelinde Ortadoğu bölgesinde barış içinde bir arada yaşama, özgürlük,
demokrasi ve istikrarın geliştirilmesinde önemli bir adım durumundadır"
diyen Karayılan; Ortadoğu’daki politikalarında bir değişikliğin olmayacağını
söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu adımla birlikte mevcut durumda
Ortadoğu'da var olan denge ve çatışma sürecine ilişkin politikamızda herhangi
bir değişiklik söz konusu değildir. Ortadoğu'ya dönük politikamız, mevcut
çatışmalara taraf olmayan 'üçüncü çizgi' dediğimiz halkların kardeşlik,
demokrasi ve özgürlük çizgisidir. Hareketimiz yeni dönemde de bu çizgiyi
sürdürmeye devam edecektir.” ORTADOĞU’DA EN TEMEL SORUN KÜRT SORUNUDUR
Açıklamada, "Ortadoğu'nun en temel sorunu olan Kürt sorununun çözümü,
bölge halklarına zarar değil, fayda sağlayacaktır; bölgede yeni bir kardeşlik
ve barışçıl sürecin başlaması için önemli bir çıkış rolünü oynayacaktır. Bu
nedenle başta Kürdistan üzerinde egemen olan devletler olmak üzere bölgedeki
tüm devletleri ve bölge demokrasi güçlerini bu önemli tarihsel adımı
desteklemeye çağırıyoruz", denildi. Kürt sorunun uluslararası bir sorun
olduğunu hatırlatan Karayılan ABD, AB ve Rusya gibi ülkelerden sorunun çözümü
için destek istedi: ULUSLARARASI GÜÇLERİ DESTEK SUNMAYA ÇAĞRIYORUZ ‘’Kürt
sorunu sadece bölgesel bir sorun değil, aynı zamanda uluslararası bir sorundur.
Kürt halkının soykırım, katliam ve ağır trajediler yaşamasına yol açan Kürt
inkar siyasetinin geliştirilmesinde uluslararası güçlerin de önemli oranda rolü
olmuştur. Bugün bu haksızlığın giderilmesinde ve sorunun çözülmesinde de bu
uluslararası güçlere önemli roller düşmektedir. Bu açıdan başta ABD, AB ve
Rusya olmak üzere tüm uluslararası güçleri Kürt sorununun çözümüne dönük
başlattığımız bu hamlenin başarısı için destek sunmaya çağırıyoruz.’’
TÜRKİYE’DE BARIŞ VE ÖZGÜRLÜK KONFERANSI YAPILMALI KCK Yürütme Konseyi Başkanı
Murat Karayılan; Amed, Hewler, Türkiye ve Avrupa’da çözüm konferanslarını
yapılması çağrısında bulundu. Açıklamada sözü edilen konferanslara ilişkin şu
detaylara yer verildi: ‘’Tüm Türkiye halkı savaşın, baskının, işsizliğin,
ayrımcılığın ve toplumsal cinsiyetçi politikaların son bulması, barış,
kardeşlik ve huzurun gelişmesi için bu sürece katkı sunmalıdır. Barış, eşitlik,
adalet ve özgürlüğe en çok ihtiyaç hisseden tüm ezilen kesimleri, emekçi
sınıfları, kadınları, tüm inanç gruplarını ve dıştalanan tüm kültürler ile
demokratik ve sosyalist güçleri, özgür, eşit, ortak bir geleceği birlikte
yaratmak için bu sürece tüm gücüyle katılmaya çağırıyoruz. Bu amaçla ortak bir
'Barış ve Özgürlük Konferansı'nı toplamaya ve tüm kesimleri bu konferansa
katılmaya davet ediyoruz.’’ HEWLER’DE BİRLİK, DAYANIŞMA VE BARIŞ KONFERANSI
YAPILMALI Karayılan, dört parça Kürdistan’da bulunan tüm siyasi partileri,
sivil toplum örgütlerini Hewler’de bir konferans yapmaya çağırdı. ‘’Kürt halkı,
yüz yıllık inkar siyasetine karşı tüm parçalarda destansı bir direniş
sergilemiş, ağır bedeller ödemiş, tarihe adını yazdıran kahraman şehitler
vermiştir. Bugün artık Kürt sorununun çözümü ve yeni bir sürecin zamanı
gelmiştir. Önder Apo, “Demokratik Kurtuluş ve Özgür Yaşamı İnşa Hamlesi”ni
başlatmış bulunmaktadır. Tüm Kürdistan halkını, bütün parçalardaki siyasi
partileri, örgütleri, sivil toplum kuruluşlarını, inanç gruplarını, emekçileri,
hakikat arayışçısı kadınları ve gençleri, bu sürece güçlü destek vermeye ve
katılmaya, Kürt halkının özgürlük maratonunu zaferle taçlandırmak için üstüne
düşen sorumluluğun gereğini yerine getirmeye çağırıyoruz. Ortadoğu'da ve
ülkemizde önemli tarihsel gelişmelerin yaşandığı bu süreçte tüm parçalar
arasında milli dayanışma ve barış için ulusal bir platform oluşturmaya,
Hewlêr'de 'Birlik, Dayanışma ve Barış Konferansı'nı örgütlemeye ve katılmaya
çağırıyoruz.’’ KUZEY KURDİSTAN’DA BİRLİK VE ÇÖZÜM KONFERANSI YAPILACAK Kuzey
Kürdistan içinde bir konferans çağrısı yapılan açıklamada şunlar dile
getirildi: “PKK'nin Kürdistan'da geliştirdiği mücadelede belkemiği rolü oynayan
ve büyük fedakarlıklar, kahramanlıklar sergileyen Kuzey Kürdistan halkımız bu
hamle sürecine güçlü katılarak süreci başarıyla taçlandırmaya mükelleftir.
Verilen bütün bedellerin karşılığı olarak gündeme giren demokratik çözüm
sürecine Kuzey Kürdistan'daki tüm kesimlerin katılımını sağlamak için Amed'de
'Kuzey Kürdistan Demokratik Çözüm, Birlik ve Dayanışma Konferansı'nı toplamaya
ve tüm yurtsever güçleri katılmaya çağırıyoruz.” AVRUPA İÇİN DE KONFERANS
ÇAĞRISI YAPILDI Dört parça Kürdistan ve Türkiye için konferans çağrısı yapan
KCK açıklaması Avrupa’da yaşayan halkların da barış konferansı yapması
çağrısında bulundu. Açıklamada konuya ilişkin şunlar belirtildi: "Başta
Avrupa’dakiler olmak üzere, halkımızın özgürlük mücadelesinde önemli bir yeri
bulunan yurtdışındaki tüm Kürdistanlıları bu tarihsel süreçte yurtdışında
Kürt-Türk halklarının ortaklığını sağlamak, yurtdışından gereken katkıları yeni
dönemde de sunmak ve sürecin başarısında rol oynamak için 'Halkların Demokrasi,
Birlik ve Barış Konferansı'nı toplamaya çağırıyoruz." GÖREVLERİMİZİ YERİNE
GETİRMELİYİZ KCK açıklamasında yeni bir döneme girildiği belirtilerek, Kürt
halkı, sorunun kalıcı çözümü için görevlerini yerine getirmeye çağırıldı:
“Önder Apo, bu tarihi süreçte sorumluluklarının gereğini yerine getirmiştir.
Sorunun köklü çözümü için şimdi sıra, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Hükümeti'ne,
yine hareket olarak bizler ile halkımızın görevlerinin gereğini yerine
getirmesine gelmiştir. Öncelikle halkımız yeni ve siyasal bir mücadele
hamlesinin başladığını bilerek, örgütlenmesini güçlü kılmalı ve yüksek düzeyde
bir katılımla başarıyı hedeflemelidir. Başkasına değil kendine güvenmeli,
özgücüyle demokratik çözümü geliştirmeyi önüne koymalı ve en büyük gücün bizzat
halkın gücü olduğunu hiçbir zaman unutmamalıdır. Başarı bu temelde
kesinleşecektir.” Açıklamayı yapan KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan
son olarak da şu noktalara dikkat çekti; "Özgürlüğe, demokrasiye ve
eşitlik hukukuna dayalı, kardeşliğe ve barışa inanan, emek veren, mücadele
eden, dostluğunu ve katkısını esirgemeyen herkesi yürekten selamlıyor,
saygılarımızı sunuyoruz."
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder