Başbakan
Erdoğan'ın Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, "Öcalan'ın durumu, cezaevi
şartları vesaire gibi konular bu süreçte konuşulmuş konular değil" dedi.
Akdoğan, katıldığı bir televizyon kanalında PKK üyelerinin sınır dışına
çekilmesi kararı ve çözüm sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu. Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'ın, milletin kabul etmeyeceği, hukuka, demokrasiye ve
değerlere aykırı bir adım atmayacağına dikkati çeken Akdoğan, terör örgütü
mensuplarının Türkiye'yi terk etmesinin önemli bir aşama olduğunu vurguladı.
Başbakan Erdoğan'ın "silahsız gidilmesi" yönündeki açıklamalarının
hatırlatılması üzerine Akdoğan, bu ifadenin, silahların sabotaj ve provokasyon
açısından risk oluşturabileceğine ilişkin hassasiyeti ortaya koymak için
kullanıldığını, şart koşmak için söylenmediğini belirtti. Akdoğan, terör
örgütünün açıklamasında rahatsızlık veren noktalar olabileceğini ancak üç ay
önce söylenenlerle bugünküler arasındaki farkın iyi görülmesi gerektiğini ifade
ederek, sürecin "dönüştürücü" özelliğinin önemine değindi.
"Dünkü basın açıklamasında bizim de tasvip etmeyeceğimiz hususlar
olabilir. Önemli olan burada, bir an önce örgüt mensuplarının Türkiye'yi terk
etmesidir. Bu, çok önemli kazanım, tarihi bir başarıdır" diyen Akdoğan,
sürecin olumlu etkilerinin şimdiden görülmeye başlandığını vurguladı.
"Çekilmeyi görmek lazım" Çekilme kararının nasıl hayata geçeceğinin
önemli olduğuna işaret eden Akdoğan, "Bunların çekilmesini de görmek
lazım. Birinci aşamanın tamamlanması için bunların Türkiye'yi terk ettiğinin
görülmesi önem taşıyor" dedi. Yeni anayasa konusundaki çalışmaların uzun
süredir devam ettiğini, "PKK istiyor diye değil, süreç yokken de bu
konunun gündemde olduğunu" belirten Akdoğan, anayasaya ilişkin müzakereyi
siyaset kurumunun yürüteceğini söyledi. Akdoğan, "Bu süreçte verilmiş
birtakım sözler vesaire, bunlar boş laflar. Bu bir taviz ilişkisi, bir pazarlık
konusu değildir. İkinci aşamada ne yapılacaksa, insan hakları ve özgürlüklerin
gelişmesi konusunda da diğer alanlarda, genel demokratikleşme açısından ne
yapılacaksa bunu siyaset kurumu kendi içinde tartışarak yapacaktır. Bu, örgütle
devlet arasındaki bir ilişkinin sonucu olarak takdim edilmemelidir" diye
konuştu. Öcalan özgür kalacak mı? Akdoğan, "Öcalan özgür kalacak mı?"
sorusuna ise "Öcalan'ın durumu, cezaevi şartları vesaire gibi konular bu
süreçte konuşulmuş konular değil. Şu anda gündemimizde yer alan konular değil.
Şu anki süreçte ve yakın vadede, sürecin bir parçası olarak konuşulmuş bir konu
değil" yanıtını verdi. Örgütün, siyasi manifestosunu bugüne kadar hep
Öcalan'ın durumu üzerinden kurduğuna işaret eden Akdoğan, "Bu örgüt,
kendisine göre tarihi bir günde laf söylerken, Öcalan'la ilgili bir şey
söylemese eksik kalırdı. Denge söylemi olarak Öcalan'la ilgili bir şey
söylemeleri gerekiyordu. Bunu çok anlamlı bulmuyorum. Sayın Başbakanımız da ev
hapsinin, affın olamayacağını defaatle açıkladı" ifadesini kullandı.
Örgütün "biz pes ettik" diyemeyeceğine değinen Akdoğan, kitleyi dengeleyici
söylemler kullanıldığını belirtti. Çekilme sırasında askerin nasıl bir yol
izleyeceğine ilişkin soruyu da yanıtlayan Akdoğan, sürecin hassasiyetlerinin
devletin bütün kurumları tarafından bilindiğini vurguladı. Kurumlar arasında
bir uyumsuzluk, çekişmenin söz konusu olmadığına işaret eden Akdoğan, sözlerini
şöyle sürdürdü: "Operasyon yapılırken yaşanabilecek muhtemel sıkıntılara
karşı nasıl hükümet askerin, polisin, jandarmanın arkasında durduysa, askerine
ve polisine sahip çıktıysa, bu süreçte de elbette sahip çıkacaktır. Onları
sıkıntıya düşürecek herhangi bir şeye hükümet izin vermez. Bugüne kadar alınan
herhangi bir tedbirden geri adım atma söz konusu olamaz. Sürecin selameti
açısından da bu tedbirlerin var olması lazım. Devlet istihbarat kaynaklarını
geri çekebilir mi? Heronlar veya başka birtakım istihbarat kaynakları...
Elbette sürecin gözlemlenmesi gerekir. Süreçte farklı odaklar sürece müdahale
edebilir, PKK diyelim farklı bir karar aldı, buna karşı güvenlik güçleri
elbette gereken tedbirleri almak durumundadır. Burada bir güvenlik zafiyeti
veya boşluğu söz konusu olamaz." "Pazarlık üzerine verilmiş sözler
söz konusu değil" Akdoğan, "Eve dönüş konusunda devlet bir görev
üstlenecek mi?" sorusuna karşılık, şöyle dedi: "Şunu görmemiz lazım,
Karayılan'ın açıklamalarında 'normalleşme olur, ondan sonra silahları
bırakırız' gibi bir yaklaşım var. Bu, doğru bir yaklaşım değil. Silahlar
bırakıldıktan sonra normalleşme aşamasına geçilir. Elinde silah olan adamla
normalleşme olabilir mi? Silahı bırakan adamın sisteme katılmasıyla ilgili bir
normalleşme süreci olabilir. Suça karışmadıysa, kriminal kaydı yoksa zaten şu
anda da her ay, her hafta birileri gelip teslim oluyor, suça karışmadıysa
gereken yapılıyor. Suça karıştıysa da eve dönüş yasası var, bunun çerçevesi
tartışılabilir, sisteme katılabilir. Siyaset yapma şartları tutuyorsa siyaset
de yapabilir ama bu normalleşme süreci silahları bırakan adam için geçerlidir.
'Normalleşmeyi biz yapalım, ondan sonra olursa silah bırakılacak' gibi bir
yaklaşım mantık olarak doğru bir yaklaşım değil. Karayılan, o kısmını bence çok
doğru anlamamış sürecin." Anayasa sürecine ilişkin görüşmenin örgüt veya
devlet arasında yapılamayacağını, muhtevasının burada belirlenemeyeceğini dile
getiren Akdoğan, yeni anayasa tartışmasının siyasi aktörler tarafından
yapılacağını söyledi. "Hükümet neye söz verdi, ne verecek de bunlar
olacak, bir pazarlık mı var" gibi düşüncelerin anlamlı olmadığını belirten
Yalçın Akdoğan, şunları kaydetti: "Siyasi aktörler, bütün toplum kesimleri
bunu tartışacak, ortak akılla bir noktaya varılacaktır. Yoksa bu herhangi bir
iktidarın söz vermesiyle olabilecek bir konu değil. Burada bizim
hassasiyetlerimiz de milletin hassasiyetleridir. Süreç içerisinde
vatandaşımızın kaygı duyacağı bir şey söz konusu değil, herkesin müsterih
olması lazım. Böyle bir pazarlık üzerine verilmiş birtakım sözler söz konusu
değil."
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder