MHP Teşkilat
İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Şefkat ÇETİN, gündeme ilişkin basın
açıklaması yaptı. Çetin'in basın açıklamasının tam metni; ABD-AB ‘’SÜREÇ’’
İMİ…! NEYİN SÜREÇ’İ…? ABD dört parçalı İran-Irak-Türkiye-Suriye’den koparılacak
parçalarla Kürdistan’ı kurup yeni İsrail oluşturulmaya çalışılıyor. AB Pkk’yı
terör örgütü olmaktan çıkartıp Türk Devleti ile muhattap ‘’aktivist’’ ilan
ediyor. Kaşarlı eski marksistte bu teklifi kabul ettirmek için sözde TBMM’nin
bir üyesi olarak yırtınıyor ve kabul ettiriyor. Bir ‘’süreç’’tir tutturuldu
gidiyor. Hemen her kesim söze başlarken ‘’……… ‘’süreç’’ini desteklediğini veya
‘’……… ‘’süreç’’ine karşı olduğunu söyleyerek başlıyor. Süreç denen sihirli
kelimenin öylesine bir etkisi var ki… İçinde ne var? Sorusunun cevabı ortada
yok… Gözler görmesi gerekenleri görmüyor… Kulaklar duyması gerekenleri
duymuyor… Milletler mücadelesinin tarihi ve sosyolojik seyrini bilen
insanlarımız, yaşadığımız zaman dilimindeki tiyatronun oyuncularının yeteneği
ile orantılı olarak, onlar gibi konuşup, onlar gibi rol yapar oldular…
Senaryoyu yazan Emperyalist güçler, oyuncuların sergilediği oyunu izleyenlerin
‘’algılarını yöneterek’’ bilinen gerçekleri yok sayarcasına yazan, çizen,
konuşan ve bindiği dalı kesen bir toplum haline dönüştürmüş olmanın coşkusunu
yaşıyor. Milliyetçi-Ülkücü hareketin mensupları; Emperyalist güçlerin
senaryolarını bildiği içindir ki; Türkiye Cumhuriyetinin Ülkesi ve Milletiyle bölünmez
bütünlüğünü korumakta kararlı olduğunu her zaman diliminde haykırdı ve
haykırmaya devam ediyor. Büyük Türk Milletinin gerçekleri görmesi için
çalışıyoruz. Türk Milleti’nin Milli birlik ve dayanışmasını koruyarak, Türk
Vatanını böldürmeyeceğiz… Türk Milletini parçalatmayacağız… Müslüman-Türk
kimliğimizin oluşturduğu güçlü toplumsal dayanışmamızı bozdurmayacağız…
Çocuklarımızın geleceğinin mutlu, huzurlu olarak yaşamını sürdüreceği Cennet
Vatanımızın, yeraltı ve yerüstü kaynaklarını Emperyalistlere peşkeş çeken
siyasilere dur diyeceğiz… Haykırışının etkileri görülmeye başlandı… Bu
seslerden tedirgin olanlar panikledi… İpe sapa gelmez sözlerle, tehditle,
şantajla Milliyetçi-Ülkücü hareketin mensuplarını etkisizleştirme ve Türk
Milletiyle birlikte haykırışının sesini Türk Milletine duyurmamak için kitle
iletişim araçlarına baskı yapmaya başladılar… Ne yaparlarsa yapsınlar, mızrak
çuvala sığmıyor. Kafalarını sürekli kuma gömseler de gövdeleri görünüyor. Terör
örgütünü meşrulaştıran, insanlarımızı katledenlerle masa başına oturan,
mektuplaşma tiyatrosu oynayan, kanunlarımızın suç saydığı fiilleri sürekli
işleyen, kanunlarımızı uygulatmayan, Dini, Milli ve İnsani değerlerimizi
istismar ederek, içlerini boşaltarak, kardeşlik hukukumuzu yok eden tahrik ve
saldırılara Türk Milleti seçim sandığında gereken cevabı verecektir… Bir fikir
hareketi düşünün ki; var olduğu günden bu güne ilkelerinden ve hedefinden
vazgeçmeden bu günlere gelebilme başarısını göstersin… Emperyalizmin azgın,
insani olmayan, sömürü amaçlı ve hedef ülkeleri yağmalama saldırılarına direnip
ayakta kalabilsin… Cihan Devleti Osmanlının küllerinden doğan Türkiye
Cumhuriyeti Devletimiz ve Büyük Türk Milleti; Vatanlaştırdığımız, kanımızla,
canımızla, emeğimizle, alın terimizle bugünlere taşıdığımız, mutlu, huzurlu ve
kalkınmış bir toplumsal yapımız niçin yok edilmek isteniyor? Bu sorunun
cevabını bulmadan, Vatan coğrafyamızda ve Türk Milleti üzerinde oynanan
oyunları anlamakta ve anlatarak Türk Milletini tehlikeden haberdar etmekte
yeterince etkili olamayabiliriz. Dünyanın en stratejik coğrafyasını
vatanlaştırdık. Çağımızın enerji, su, ulaşım, enerji taşıma hatlarının merkezi,
yeraltı ve yerüstü kaynakları, genç, dinamik ve hızla çoğalan nüfus bölgesi,
Emperyalist güçlerin beslenme ve sömürme alanı olarak yüzyıllardır ‘’çantada
keklik’’ gördükleri bir coğrafya… Zamana, şartlara göre sömürgeleştirme
stratejilerinde taktik uygulamaları değişse de stratejileri, hedef bölgeyi
sömürmektir. Günümüzün BOP (Büyük Orta Doğu Projesi) ve Yeşil Kuşak projesi, Türk
ve İslam coğrafyasında, sözde demokrasi havariliği örtüsü altında sürdürülmeye
çalışılan taktik uygulamalar devam ediyor. Demokratik açılım, Analar ağlamasın,
Akil adamlar v.s. zamana ve şartlara göre isimler değişse de amaçta bir
değişiklik yok. Kullanılan araçlar değiştiriliyor. Algıları yönetme sanatı diye
bilinen; Toplum Mühendisliği, önceden alt yapısı oluşturulan Kitle İletişim
araçları ile Türk Milleti üzerinde uygulanıyor. Eskilerin siyahı beyaz gösterme
tekniği olarak bilinen propaganda metotları şimdilerde; olmayana inandırma,
bilineni, inanılanı, genel kabul görmüş değerleri etkisizleştirme ve
itibarsızlaştırma tekniği ile Türk Milleti bombalanıyor… Tv ekranları, Sosyal
Medya ve ekran yüzü olan kimi akademisyen, artist, mesleki kuruluş yöneticileri
ve siyasetçiler aracılığı ile ‘’Kör döğüşü’’ yaptırılarak Milletin genel kabul
gören doğruları ve inançları için; koyacağı tavır ve sahip olduğu değerleri
koruma, Milli ve Manevi direnci, etkisizleştirilmeye çalışılıyor.
Milliyetçi-Ülkücü hareket var olduğu günden beri; Türkiye Cumhuriyeti
Devletimizin, Ülkesi ve Milletiyle bölünmez bütünlüğünü savunmak için mücadele
etmiş, şimdide bunun mücadelesini veriyor. Milletimizle bütünleşip, Türk
Milletinin Emperyalizme karşı duruşunun seçim sandığında şekilleneceği
görüldüğü anda da; küresel güçler ve yerli işbirlikçileri aracılığı ile;
Milliyetçi-Ülkücü harekete saldırılar başlamıştır. Bu dünde böyle idi… Bu günde
ayniyle devam ediyor… Siyasi iktidarın sözcülerinin Türk Milletinin
Meydanlardaki haykırışın korkusu ve telaşı içinde saçma sapan sözler etmeleri,
seçim sandığında Türk Milletinden yiyecekleri şamarın şiddetini şimdiden görmüş
olmalarındandır. Milliyetçi Hareket Partisinin Anayasa ve Kanunlar çerçevesinde
Demokratik Hakkını Kullanarak Düzenlediği Mitinglerde Türk Milletiyle
bütünleşerek haykırışı siyasi iktidarı panikletti… Aldatma ve Kandırma ekibinde
yer alan ve mayın tarlasına sürülenlere yönelik, hedef saptırma taktiği
uygulayarak; Türk Milletinin asıl demokratik tepkisinin siyasi iktidara olduğunu
örtmeye çalışıyorlar. Üç-beş artist, üç-beş bordrolu, üç-beş tehdit dosyalı
kurum yöneticilerini piyasaya sürerek, bunları muhatap alın diyerek… Siyasi
iktidar Türk Milletinin Milli, insani ve İslami tepkisinin hedefi olmaktan
çıkamaz… Yarınlarda ‘’biz bunların böyle yapacağını nereden bilelim’’ gibi
bahanelere sığınamazlar. Mayın tarlasına sürdüklerinin Terör örgütünü öven,
meşrulaştıran, Türk Milletini Tahrik eden söz ve davranışları başlarsa ne
yapacaklar. Türk Milleti piyasaya sürülen piyonlarla uğraşmıyor… Akılsızların
neler karşılığında bu işe mecbur edildiğini biliyor… Bu nedenledir ki siyasi
iktidarın yanlış uygulamalarına karşı duruşunun demokratik tavrının göstergesi
olarak Bursa’da, İzmir’de yetmiş beş milyonun ayak sesi olarak Miting
Meydanlarında seslendiriyor… Türk Vatanı ve Türk Milletini böldürmeyeceğiz…
Türkiye Cumhuriyeti Devletini sonsuza kadar yaşatacağız… Ay-yıldızlı al
bayrağımızı dalgalandırmaya devam edeceğiz… Yeraltı ve yerüstü kaynaklarımızı
sömürenlere taşeronluk yapanların yağmalarına ve talanlarına dur diyeceğiz…
Dişimizden, tırnağımızdan artırarak ödediğimiz vergilerle oluşturduğumuz Milli
Varlıklarımızın özelleştirme adı altında yağmalanıp yok edilmesine dur
diyeceğiz… Tehditle oy alma cambazlıklarına dur diyerek, Türk Milletini bilgilendirmeye
devam edeceğiz… Türk Milletinin seçim sandığında atacağı şamarın güçlü ve
etkili olması için demokratik hakkımızı kullanmaya devam edeceğiz…
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder