MHP Grup
Başkanvekili Oktay Vural, TBMM Üyeliği Kanun Teklifi'nden imzalarını
çektiklerini açıkladı TBMM MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, TBMM Üyeliği
Kanun Teklifi'nden imzalarını çektiklerini açıkladı. Milletvekillerine özel
haklar getiren yasa teklifinden MHP grup olarak imzasını çekti. MHP Grup
Başkanvekilleri Oktay Vural ve Mehmet Şandır, kamuoyunda "milletvekiline
kıyak kanunu" olarak anılan TBMM Üyeliği Kanun Teklifi'nden imzalarını
çektiklerini açıkladılar. MHP Grup Başkan vekilleri tarafından yapılan açıklama
şu şekilde: TBMM üyelerine ilişkin kanun teklifi bütün partilerin grup
başkanvekilleri tarafından imzalanıp TBMM'ne gönderilmiş ve 9 Mayıs 2013
tarihinde de komisyonda kabul edilmiştir. Kamuoyunda tartışılan ve
vatandaşlarımız nezdinde de eleştirilen bu kanun teklifi hakkında aşağıda yer
alan hususları kamuoyuyla paylaşmayı MHP Grubu adına görev addediyorum.
Milletvekillerinin özlük haklarına ilişkin bir düzenleme yapma talebi uzunca
bir süredir gündemde olup AKP dâhil olmak üzere Türk Parlamenterler
Birliği(TPB) tarafından dile getirilmiştir. Esasen bu konuda TBMM ve TPB'ni
temsil eden makamlar tarafından bu konudaki düzenlemenin yapılması hususu en
üst düzeyde talep edilmiştir. Böyle bir konuda MHP'ne yöneltilen taleplerin
odağında, üst seviyede tüm partilerin mutabakatı ile çoğunluk partisinin
(AKP’nin) bu düzenlemenin geçmesini talep ettiği hususu yer almıştır. MHP
olarak milletvekillerinin lehine olabilecek maddi bir düzenleme olmadan
meseleye bakılması gerektiğini vurguladık, bunu öngördük. Elbette
milletvekillerinin mevcut statülerinin, millet iradesini temsil etme
saygınlıklarına paralel olması bir denge gereğidir. Parti olarak, böyle bir
düzenlemenin yapılması halinde, teşekkül edecek çoğunluk iradesine iştirak
edeceğimiz ifade edilmiştir. Bu ilke ve esaslar mucibince, hazırlanan sözkonusu
kanun teklifine ve Meclis zemininde imza altına alınan çoğunluk iradesine bazı
kuşku ve tereddütlerimiz olmasına rağmen destek sağlanmış, son olarak da TBMM
MHP Grup Başkanvekilleri tarafından 7 Mayıs 2013 tarihinde gerekli imzalar
atılmıştır. Kanun teklifinde yer alan kimi hususların eleştiriden muaf
ol(a)mayacağı tabiidir. Ancak şunu ifade etmeliyim ki, bu kanun teklifine
konulan imzaların mevki ve bireysel beklentileri karşılamak ve daha da
arttırmak amacıyla atıldığını ifade etmek her şeyden önce büyük bir haksızlık
ve kötü niyetliliktir. Burada ki maksat, tamamen milletvekilliği statüsünün
bürokratik devlet yapılanmasında yer alan kimi makam ve mevkilere tanınan
haklara paralel belirlenmesine yöneliktir. MHP olarak hiçbir zaman bireysel
beklentilerle veya imtiyaz arayışlarıyla hareket etmedik. Bu kanun teklifine
verdiğimiz desteğin özünde de bu prensip vardır. Büyük bir mücadelenin ve
sağlam bir fikriyatın içinde olan MHP'nin, diğer siyaset anlayışları gibi;
ucuz, yavan, fırsatçı bir tarzda hareket etmesi düşünülemeyecektir. Bu teklif
içinde yer alan kimi hususların eleştirilmiş olması elbette demokrasinin bir
gereğidir ve olmalıdır. Bu ölçüdeki eleştirilere saygı duymak ve duyarlı
yaklaşmak her siyasi parti açısından önemlidir. TBMM'de herşeyi yapma gücü
olan, her kanun tasarı ve teklifini istediği gibi çıkaran, muhalefetin
önerilerini hiçe sayan çoğunluk partisinin, milletvekillerinin tamamını
ilgilendiren bir konuda tüm partilerin üst düzeyde mutabakatına müracaat etmesi
de milletimizce değerlendirilmesi gereken bir konudur. Bu kapsamda sorulan
sorulara "söyleyecek bir kelimem yok. Sussam gönül razı değil, konuşsam tesiri
yok" diyerek genel bir mutabakatın oluştuğu bir iradeyle ilgili tesbitim
olmuştu. Ne var ki, söz konusu teklifle ilgili olarak çoğunluk partisinin en
üst makam nezdinde oluşturduğu bir irade sonucunda ortaya çıkan teklifin
TBMM'de en üst düzeyde temsille imzalanmasına rağmen, Başbakan yardımcısı
Bülent Arınç'ın sorulan bir soruya karşılık "Peki bunlar yapılıyor da
niçin Anayasa Uzlaşma Komisyonu kendi görev alanıyla ilgili olarak yeni bir
anayasa yapımı konusunda bir araya gelmiyor veya oydaşmıyor veya diyelim ki bu
çözüm süreciyle ilgili gelişmeler konusunda bütün siyasi partiler Türkiye'nin
gerçeklerini çok iyi bildiklerine göre niye fikir birliği beraberliği
yapmıyorlar da iktidarı alabildiğine eleştiriyorlar? Yani ben
milletvekilleriyle ilgili 4 partinin iştirakiyle getirilen teklifin,
Türkiye'nin temel konularıyla ilgili de bir beraberliğe dönüşmesini arzu
ederim. Burada bunu yapıp da diğer konularda yapmamak biraz garip
kaçabilir." şeklinde bir garip değerlendirmesi görülmüştür. MHP'nin sözde
çözüm süreci denilen PKK'nın siyasallaştırılma adımlarına yönelik tutumu
açıktır ve bellidir. Sayın Arınç'ın tüm milletvekillerinin statüsünün
belirlenmesine yönelik oluşmuş çoğunluk iradesine katkı sağlamamızı, sözde
çözüm sürecine yönelik hükümetin politikasına karşı durmamızla ilişkilendirmesi
ve sanki kişisel beklentileri karşılamak için bu konuda muhalefetin imza
attığını ima etmesi tutarlı olmadığı gibi ahlaki de değildir. Öte yandan yine
bugünkü gazetelerde yer alan bazı haberlere göre, Başbakan Erdoğan'ın hilafı
hakikat olarak bu tekliften haberdar olmadığı belirtilmektedir. Basında yer
alan haber aynen şöyledir: “AKP, CHP, MHP ve BDP grup başkanvekillerinin
imzasıyla verilen ve kamuoyunda tartışmaları beraberinde getiren teklifin son
durumunu basından takip eden Başbakan Erdoğan, İstanbul'dan kurmaylarını
telefonla arayarak düzenlemeyi sordu. Erdoğan'ın, AK Parti Genel Başkan
Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ile temasa geçerek, 'Bu neyin nesidir? Ankara'ya
döndüğümde bir bakalım' dediği bildirildi. Şahin'in de düzenleme hakkında TBMM
Başkanı iken Türk Parlamenterler Birliği'nin bu yöndeki teklifinin incelenmesi
talimatını verdiğini, bir işlem yapılmadığını, kendisinin de haberlerden
öğrendiğini belirterek içeriği ile ilgili bilgisi olmadığını söylediği öğrenildi.”
Teklif muhtevasının oluşmasını ve bu teklifin kanunlaşmasını sağlayacak olan
esas irade AKP olmasına rağmen, bu haberlerin bilerek, bir amaç gözeterek ve
kurnazca servis edildiği açıktır. AKP Grup Başkanı ve Genel Başkanı Sayın
Erdoğan’ın bu açıklaması karşısında, partilerinin en üst irade mutabakatıyla
söz konusu teklife imza koyan AKP’nin 5 Grup Başkanvekilinin hangi iradeyi
temsil ettikleri hususunu kamuoyuna açıklamaları da dürüstlüğün gereği
olacaktır. Kamuoyunda eleştirilen ve aslında milletvekilleriyle ilgili olarak
atılan her adımın tabii olarak tartışılacağı bilinen bir konuda, en üst düzeyde
oluşan mutabakat ve iradeden AKP hükümetinin taktik ve siyasi adımlarla,
özellikle Sayın Başbakan'ın bilmezliğe gelmek istemesi iki yüzlü siyasetin yeni
bir yansımasından başka bir şey değildir. TBMM Başkanının enüst düzeyde
oluşturduğunu ifade ettiği bir irade buluşmasına yaptığımız katkıyla oluşan
tekliften Başbakan Erdoğan’ın haberinin olmadığının servis edilmesi, TBMM
Başkanının girişimlerinin gözardı edilebilmesi verdiğimiz imzanın siyasi taktik
amacıyla saptırılarak, kendi siyasal amaçları için kullanılmasıdır. Buna
MHP’nin müsaade etmesi mümkün değildir. Böylesine bir iradeyle söz konusu kanun
teklifi hakkında en üst düzeyde ortaya konan bu taktiksel yaklaşım, milletine
karşı sorumlu olan MHP'nin tavır ve tutumuyla mütenasip olmayacak, asla da
örtüşmeyecektir. Bir taraftan en üst düzeyde mutabakat olduğu ifade edilip,
diğer taraftan da temsilcileri tarafından imzalanan bir kanun ekine koyulan
imzanın birilerinin taktik siyasetinin malzemesi yapılmasına alet olmanız
mümkün değildir. Bu anlayış çerçevesinde, MHP'nin ülkemizin bekasını
ilgilendiren bir süreçte ortaya koyduğu tavrın sulandırılmasına, sanki tamamen
bireysel menfaatler doğrultusunda siyaset yapıldığına yönelik bir algı
oluşturulmasına, milletimizin hassasiyetlerinin göz ardı edilmesine izin
vermemiz de mümkün olmayacaktır. Bu mülâhazalarla söz konusu kanun teklifinde
“YERALAN İMZAMIZIN” irade ve amacına aykırı bu gelişmeler ve değerlendirmeler
dikkate alınarak, oluşturulan mutabakatın içinde bundan böyle bulunmayacağımızı
kamuoyuna ilan ediyoruz. Oktay Vural Mehmet Şandır MHP Grup Başkanvekili MHP
Grup Başkanvekili
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder