Özden Örnek açıkladı: Özkök ve Yalman mahkemeye çağırılmayacağını biliyordu
Balyoz
davasında 20 yıl hapis cezasına çarptırılan eski Deniz Kuvvetleri Komutanı
emekli Oramiral Özden Örnek, “Cambazı Bırak, Balyoz’a Bak” isimli bir kitap
yazdı. Balyoz davası sürecinde ifade vermeye gelmeyen eski Genelkurmay Başkanı
emekli Orgeneral Hilmi Özkök ve eski Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral
Aytaç Yalman’a sitem eden Örnek, TSK’nın halkla ilişkileri gereksiz ve lüks
olarak gördüğünü ifate etti. TSK’nın darbe sicilinin kötü olduğuna vurgu yapan
Örnek, Balyoz davasından yargılanan tüm sanıkların masum olduğuna dikkat çekti.
Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, “Cambazı Bırak,
Balyoz’a Bak” isimli bir kitap yazdı. Nergiz Yayınları’ndan çıkan 650 sayfalık
kitabı eşi Sevil Örnek’e ithaf eden Örnek, “Seni çok üzdüler...” dedi. Cambazı
Bırak, Balyoz’a Bak” isimli kitabının önsözüne “Ben bir deniz subayıyım”
cümlesi ile başlayan Örnek, hukukçu olmadığını ancak dava sürecinde birçok
terimi öğrendiğini ifade etti. Kitabı kimseyi küçük düşürmek için kaleme
almadığını dile getiren Örnek, Balyoz davasının dosyasında yer alan kanıtların
2003 yılından sonra hazırlandığını savundu. Balyoz davasında 365 kişinin
yargılandığını anımsatan Örnek, önzösünde kitabı, herkesin masun olduğunu
göstermek için yazdığını belirterek, “Bu insanlar hain bir komplonun
kurbanıdır” dedi. Kitapta kendisine ve diğer sanıklara yönelik suçlamalara
cevap veren Örnek, 12 Eylül ve 28 Şubat dönemine ilişkin dikkat çekici
değerlendirmeler de yaptı. -DAVANIN EN ÖNEMLİ İKİ TANIĞI YOK KABUL EDİLDİ-
Balyoz davası sürecinde ifade vermeye gelmeyen eski Genelkurmay Başkanı emekli
Orgeneral Hilmi Özkök ve eski Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Aytaç
Yalman’a sitem eden Örnek, “Bizler bu davada sanıktık ama görüldüğümüz kadar
aptal değildik. Kendilerinden hiç bir zaman ‘gelin bizim lehimize tanıklık
yapın’ gibi bir istek olmadı. Bilakis ‘gelin ne biliyorsanız, ne gördüyseniz
onu söyleyin’ diye talepte bulunduk. Bütün mahkeme süresince bu iki komutanın
çağrılmayacağını sanıklar gibi kendileri de biliyorlardı. Onlar belki de çağırılmama
konusunda bizim bildiklerimizden fazlasını biliyorlardı. Sonra ne oldu? Onlar
mahkemeye gelmediler. Bu davada raporlar kayboldu, gelen cevaplar kötü niyetle
emanete kaldırıldı, bilirkişi raporlarındaki bilgiler yok olmu ama inanılmaz
bir şekilde davanın en önemli iki tanığıda yok kabul edildi” dedi. -TSK HALKLA
İLİŞKİLERİ GEREKSİZ VE LÜKS OLARAK GÖRDÜ- “Halkla ilişkiler” konusunu gereksiz
ve lüks olarak görülmesinin askerin en büyük hatalarından biri olarak
nitelendiren Örnek, “TSK’da algılama daima medyanın askere ihtiyacı olduğu,
TSK’nın medyaya önemli derece ihtiyacı olmadığı şeklindeydi ve medyanın gücü
hep küçümsenmişti. Halkla ilişkilerin etkinliğine inanan bir TSK olsaydı bu
anlayış dengesi çok farklı olacaktı. Akreditasyon uygulaması böyle bir görüşün
sonucuydu. Şimdi de aynı hatayı AKP yapıyor” değerlendirmesinde bulundu.
-TSK’NIN DARBE SİCİLİ KÖTÜDÜR- TSK’nın darbe sicilinin kötü olduğuna dikkat
çeken Örnek, kitabında, “Demokrasiyi kesintiye uğratmak, kişilere insanlık dışı
davranmak en başta insanlığa uymaz. Bu korku anlaşılabilir bir korkudur. Asker
özellikle 12 Eylül’de sınıfta kalmıştır. O zamanları yarbay rütbesi ile bir
gemi komutanı olarak yaşayan benim. Bugün anlatılanların hiçbirinden haberim
yoktu. Sadece benim değil TSK’nın büyük kısmının da haberi yoktu” dedi. -ÇIKAR
HIRSI, KORKUYU YENMİŞ MANTIKLI DÜŞÜNCEYİ YOK ETMEKTİ- AKP’nin Uzanlar
olayındaki tutumununu bütün sektörlere korku verdiğinin bir gerçek olduğunu
savunan Örnek, “Önceleri askeri vesayete karşı mütereddit davranan ancak iktidarın
sopasından da korkan medya, sonunda askere karşı tavır almak zorunda kaldı.
Çıkar hırsı, korkuyu yenmiş mantıklı düşünceyi yok etmekti” görüşüne yer verdi.
Medyada iyi veya kötü olarak teşhir edilmesini bazı kişilerin insafına
kaldığına dikkat çeken Örnek, “68-78 kuşağı diye bilinen bir zamanların kan
kırmızı bazı solcuları, bugün değme kapitalistlere kaş çıkartacak bir
ideolojiyi savunabilmektedirler. Zamanında ideolojileri gereği dini, toplumun
afyonu olarak nitelendirenler ne olduğu bilinmez bir şekilde dinci akımları ve
istekleri desteklemektedirler” dedi. -UMARIM BİRİLERİ BİR GÜN VİCDAN MUHASEBESİ
YAPARLAR- Zamanın Genelkurmay Başkanı’na, ‘Sizin karargahınızda önemli sayıda
cemaat mensubu personel olduğuna dair kitaplar yazılıyor, basında haberler
çıkıyor’ dediğini anımsatan Örnek, Genelkurmay Başkanı’nın hiçbir işlem
yapmadığını belirterek, “Başbakan’ın sorusu üzerine ‘Biz aramızda cemaat
mensubu istemiyoruz, onların kıdem sırası ile askeri kıdem sırası her zaman
çatışabilir’ demişti. Hangisinin doğru olduğuna karar vermek istiyorsanız
bugünkü sonuca bakın” değerlendirmesinde bulundu. Balyoz davasında kararın ne
olacağını herkesin tahmin ettiğini verilen hiçbir cezanın kendisini
sarsmadığını ifade eden Örnek, “Sayın Berna Dönmez ve sayın Güllü Salkaya için
verilen ceza beni gerçekten yıktı. Onlara çok üzüldüm. Umarım birileri bir gün
vicdan muhasebesi yaparlar” dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder