Cem
Ersever'in ölümünden 6 yıl önce JİTEM'e yazdığı rapor ortaya çıktı. Cem
Ersever’in, 5 Nisan 1990 tarihini taşıyan “Değerlendirme Raporu” Ergenekon
davasının ek klasörlerine girdi. Ersever’in öldürüldüğü 4 Kasım 1993’ten altı
ay önce yazdığı raporda ilginç değerlendirmeler bulunuyor. Cumhuriyet’ten İlhan
Taşçı’nın haberine göre; Bölgedeki kirli ilişkileri açıklayacağını söylemesinin
ardından elleri bağlanıp kafasına iki el ateş edilmiş cesedi bulunan binbaşı
Cem Ersever’in öldürülmeden 6 ay önce kaleme aldığı anlaşılan bir rapor ortaya
çıktı. Raporda, devletin bölgede uyguladığı yanlış politikalardan, devlet
görevlilerinin “yoz ilişkilerine” kadar pek çok konuda değerlendirmeler yer
aldı. Ersever’in “J.Binbaşı, Jitem-2 Brl. K.” unvanıyla imzaladığı ve 5 Nisan
1990 tarihini taşıyan “Değerlendirme Raporu” Ergenekon davasının ek
klasörlerine girdi. Ersever’in öldürüldüğü 4 Kasım 1993’ten altı ay önce
yazdığı raporda şu değerlendirmeler öne çıktı: Politikacıların ucuz
kahramanlığı: Topraktan kopma, işsizlik, sanayisizlik, kültürsüzlük tam bir
barut fıçısı olarak tarif edilebilir. Güvenlik kuvvetlerinin çaba sarf ederek
PKK’nin askeri faaliyetlerini durdurma mücadelesi demokrasi ve insan hakları
adına baltalanmış, basın ve politikacıların ucuz kahramanlık malzemesi haline
getirilmiştir. Ayaklanmayı devlet hazırlıyor: Değişik bir yaklaşımla olaylardan
uzak, bölge gerçeğini yaşamayan, neyin mücadelesinin verildiğinden haberi
olmayan birtakım kişiler karar organlarını etkiler hale gelmişler. Adeta
bölgede bir halk ayaklanmasının objektif koşullarının oluşmasına yardımcı
olmuşlardır. Koruculuk hesabı: Ekonomik katkısı oluyor diyerek geçici köy
korucularına ödenen para miktarı 180 milyar lirayı bulmuştur. Bir kaynağa göre
bu para ile doğu kentlerine 180 adet et kombinası,1200 adet konfeksiyon
atölyesi, 3 çimento fabrikası, alt katta ahırıyla banyo tuvalet bulunan 7200
köy evi, günde 40 kg süt veren holstein ineği ve dolayısı ile günde 3 milyon
600 bin litrelik süt kapasitesi sağlanabilirdi. Toprak dağıtın, kooperatif
kurun: Geniş kapsamlı bir toprak reformuna ihtiyaç vardır. Mevcut toprak
ağalarının birkaç kat daha zenginleşmesi köylüyü değil batıdaki bar, pavyon ve
kumarhaneleri kalkındırmaya yarayacaktır. Esnaf ve çiftçi kooperatifleri ile yapı
kooperatifleri desteklenebilir, küçük çiftçi ve esnafa verilen krediler bu
bölge için artırılarak taksit faizleri düşürülebilir, Mardin-Siirt-Hakkâri-Van
ve Bitlis illerinde toprakların tümü kamulaştırılarak devlet çiftliği haline
getirilebilir. Kravatlı Koçerolar: Halen yol kenarları arıcılık, hayvancılık
bahanesiyle derme çatma kurulmuş içi boş binalarla doludur. Devletin bu işler
için verdiği milyarlarca liralık krediler sözde tesis sahibi kravatlı
Koçeroların karanlık emellerine vasıta olmaktadır. Lolipoplu propaganda:
Güneydoğu’yu tanıdığını zannedenlerin çözüm üretmeye hakları olmadığı gibi
susmaları vatandaşlık görevidir. Ben Doğu’da görevli iken diye başlayıp bulanık
suda balık avlayanların Hamo-Mamo ağalar ile birlikte yedikleri kuzu çevirmelerini
unutmaları, cumhuriyet tarihinde isyanlar kitabını da rafa kaldırarak Vietnam,
Küba, Filipinler ve Latin Amerika ülkelerindeki çağın milli demokratik
hareketlerini okumaları gerekir. Beş kilo pirinç, iki mekap, üç önlük, iki
defter, bir lolipop ile propaganda çalışmaları devlet ciddiyeti ile
bağdaşmamaktadır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder