Merhum
Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüne sebep olan helikopter kazasıyla ilgili bomba
iddia ortaya atıldı. Büyük Birlik Partisi (BBP) merhum Genel Başkanı Muhsin
Yazıcıoğlu’nun da içinde bulunduğu helikopter kazasını yaklaşık 3 yıldır
detaylı şekilde araştıran ve Gülefer Yazıcıoğlu’nun avukatı olarak gizli
yürütülen soruşturmaya müdahil olan bir isim Selami Ekici. BBP Genel Başkan
Yardımcılığı görevini yürüten ve soruşturmanın geldiği noktada dosyayı en iyi
bilen kişi olan Ekici, gazeteci Köksal Akpınar’ın Kanlı Çukur isimli kitabında
kazayla ilgili bilinmeyen bir çok bilgiyi kamuoyu ile paylaştı. Gazeteci Köksal
Akpınar, helikopter kazasını ilk günden itibaren yakından takip etti ve yaptığı
haberlerle gündem oluşturdu. Köksal Akpınar’ın enkazın bulunduğu yerden
esinlenerek 'Kanlı Çukur' ismini verdiği kitapta Selami Ekici ile yapılan
röportaj da yer aldı. Ekici, röportajında helikopterin kaza süsü verilerek
düşürüldüğünü anlatıyor. Devlet Denetleme Kurulu’nun (DDK) raporunu
açıklamasından sonra olaya dahil olduğunu kaydeden Ekici, “Davaya, dosyanın
özel yetkili mahkemeye gönderilmesi için yaptığımız talep ile dâhil oldum.
Rahmetlinin eşi Gülefer Hanım ve o dönem ki BBP Genel Başkanımız Yalçın Topçu,
dosyayı takip etmemi istedi. Dosyayı ilk okuduğumda bu kadar ihmalin, tesadüf
olarak bir araya gelemeyeceğini, olaya bilinçli olarak birilerinin müdahale
etmiş olduğunu düşündüm.” diyor. ‘ÖZEL YETKİLİ SAVCILIK BAKSAYDI OLAY
ÇÖZÜLMÜŞTÜ’ Dosyanın 1,5 yıl bekletildikten sonra özel yetkili savcılık
tarafından soruşturulmasına ise Ekici şu yorumu getiriyor: “Aslında özel
yetkili savcılık o dönem dosyayı takip etmek için harekete geçmiş, fakat olayın
kaza olduğu noktasında yapılan karartmalar neticesinde vazgeçilmiş. Eğer dosya
en baştan itibaren özel yetkili savcılık tarafından yürütülseydi, bugün için bu
olay çözülmüş olacaktı.” ‘SUİKAST OLDUĞUNA DAİR DELİLLERE ULAŞILDI’ Özel
yetkili savcılığın dosyaya bakmasıyla olayın aydınlanması yönünde bazı delilere
ulaşıldığı bilgisini veren Avukat Ekici, “Arama ve kurtarma faaliyetlerinin
kasıtlı olarak yapılmadığı delillendirildi. Delil karatma noktasında bazı kamu
görevlilerin görevlerini kötüye kullandığı kesinleşmiş oldu. Nitekim bu
suçlardan dolayı 7 kişi 9 aya kadar tutuklu kaldı ve halen tutuksuz olarak
soruşturulmaktadır.” diyor. ‘KAZA KIRIM EKİBİ DELİL KARARTTI’ Kaza kırım
ekibinin olayı çözmek yerine kaza diyerek kapatma yoluna gittiğini anlatan
Ekici, şu ifadeyi kullanıyor: "Ölümlü hava kazalarında 9 kişilik kaza
kırım ekibi oluşması gerekirken, 3 kişiden ve heyetin teknik yeterliliğe sahip
olmayan kişilerden oluşması çok büyük eksikliktir." Kaza kırım ekibinin
taraf olamayacağına işaret eden Ekici, röportajda şu noktalara dikkat çekiyor:
“Enkaz bölgesine inceleme yapmak için giden ekibinin yanında, helikopter şirketinden
bir yetkili neden gider? Muhtemelen delil karartmak için gider. Bu kadar açık
ve net. Helikopter şirketi de bu olayda şüpheli konumdadır. Dolayısıyla şüpheli
pozisyonunda bulunan şirketin elemanının kaza kırım ekibiyle birlikte enkaz
bölgesine gitmesi, birçok unsuru ifade ediyor aslında.” DELİL KARARTANLAR
SUÇÜSTÜ YAKALANDI Helikopterdeki bazı cihazların çalınmasının ve bu
görüntülerin ortaya çıkmasını 'suçüstü' olarak değerlendiren Ekici, “Ne yazık
ki birkaç ay içeride kaldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest
bırakıldılar. Ayrıca cihazları çalan kişilere birileri emir vermiş olmalı.
Kimler bu emri verdi? Yoksa tornavida ile cihazları sökenlerin bireysel olarak
hareket ettiklerine inanmıyorum. Ortada bir ekip işi var.” ifadelerini
kullanıyor. Çalınan cihazlara ulaşmanın artık imkansız olduğunu vurgulayan
Ekici, cihazların çalınması konusunda şu yorumu yapıyor: “Açıkça söylemek
gerekirse birileri tarafından bu helikopterin nasıl düştüğü/düşürüldüğü
bilinmesi istenmedi. Bunu gizleyebilmenin tek yolu ise helikopterin düşüş
sebebinin tespit edilebilmesini engellemekten geçiyordu. Bu yüzden de o
cihazların çalınması gerekiyordu ve çalındı. O cihazlar yok edilmiştir. Hiçbir
zaman ulaşamayacağız. Cihazları çalan kişilerin mahkemede susma haklarını kullanmalarını,
üst yapıda birilerini koruduklarını ve bu olayın örgütlü bir şekilde
yapıldığının en büyük göstergesi olduğu şeklinde okuyorum.” İSMAİL GÜNEŞ’İN
AKIBETİNİ KESTİRMEK GÜÇ DEĞİL Helikopterde bulunan gazeteci İsmail Güneş’in
telefon konuşmalarının kusursuz bir planı bozduğunu anlatan Ekici, “Rahmetli
İsmail Güneş’in neler yaşadığından ziyade, onun telefonda çok uzun süre
konuşmuş olması kusursuz bir planı bozmuştur. Dolayısıyla da planı bozan
Güneş’in akıbetini kestirmek güç olmasa gerek.” diyor. Dosyadaki en büyük
ipucunun radar kayıtlarının gizlenmesi, gizli tanık anlatımları ve cihazların
çalınması olarak gören Ekici, gizli tanığın ifadesinde gerçekleri söylediği
noktasında şüphesini bulunmadığını belirtiyor. Bu olayın günün birinde
aydınlanacağına inancının tam olduğunu, aslında çözülmüş durumda bulunduğunu
ifade eden Ekici, şöyle devam ediyor: “Mesele olayı delillendirip, sorumlulara
hak ettikleri cezayı verebilmektir. Bu noktada ise ciddi endişelerimiz
bulunmaktadır. Şunu belirtmeliyim ki 4 yıl boyunca elde ettiğimiz bilgiler ve
bulgular ışığında helikopter, kaza süsü verilerek suikast sonucu düşürüldü.
Rahmetlinin yüz binlerce ölümü göze alabilecek seveni olduğunu bildikleri için
direkt suikast düzenleyemezlerdi. Aksi halde kitlesel ve bireysel eylem
yapabilecek potansiyeli olan bir hareketten söz ediyoruz.” SON FAİLİ MEÇHUL
CİNAYET Ekici, “Bu olay çözülmeden kimse ‘Türkiye derin yapılarla
hesaplaşmıştır’ diyemez. Rahmetli başkanın olayı, Türkiye’nin derin yapılarla
hesaplaşmaya başlamasından sonra işlenen son faili meçhul cinayettir.
Soruşturmayı yürüten savcıların kanaatlerinin suikast olduğunu zannediyorum.”
diyor. Hükümetin olayın çözülmesi yönünde hiçbir katkısı bulunmadığını söyleyen
Ekici, şu iddialarda bulunuyor: “Bu olayda şöyle ya da böyle adı geçen tüm
yetkililer terfi ettirildi. İçişleri ve Ulaştırma Bakanlıklarının ciddi/kasıtlı
zafiyetleri var. Bu bariz ortadadır. Bunu göremiyor olmak tam anlamıyla
aptallık olur.” GEREKLİ CEZALARI ALACAKLAR Ekici, kazanın üzerinden geçen zaman
dilimininde gelinen noktayı ise şöyle özetliyor: “Bu olayı kaza diye
geçiştirip, kapatmaya çalışanlar bunu başaramadı. Arama ve kurtarmada zafiyet
gösterenler, olayı kapatmaya çalışanlar görevini kötüye kullananlar, ihmal
edenlerin bir kısmı gerekli cezaları aldı. Bir kısmı ise halen soruşturulmakta
ve gerekli cezaları alacaklar. Bu olayda kasıtları bulunanlar, bu işi organize
edenlerin arkasının bırakılmayacağını anladı. Dosyanın gelmiş olduğu merhalede
bu net bir şekilde anlaşıldı.” Gazeteci Köksal Akpınar'ın Granada
Yayınları'ndan çıkan 'Kanlı Çukur' kitabında Avukat Ekici ile yapılan
röportajın yanında, Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu, Eski Avrupa
Türk Kültür Derneği Başkanı Recep Yıldırım ile yapılan röportajlar da yer
alıyor. Akpınar, kitapta yer alan bilgi ve belgeler ile 'olay kaza mı yoksa
suikast mi' sorusuna cevap arıyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder